Erken çocukluk eğitimi kapsamında çocuklar her gün tarım alanını sulayarak, atık pilleri toplayarak ve kümesleri kontrol ederek doğayla bağ kuruyorlar.
İzmir'deki Atakent Aysel Salih Baysak Anaokulu'nda bizi İzzet Öğretmen ve öğrencileri karşılıyor. Güne başlama zamanını çocuklarla birlikte gün içinde neler yapacaklarını konuşarak tamamlıyorlar.
Ardından günün gönüllü öğrencisi seçiliyor ve kompostu karıştırma, tarım alanını sulama, atık pilleri toplama, sınıftaki çiçekleri sulama, yeşil enerji oyuncaklarını şarj etme, kümesteki tavukları, horozları ve yumurtaları sayma, herbaryumu kontrol etme ve sınıftaki vazolara çiçek koyma gibi işleri yapma görevini alıyor.
Öğrenme merkezi tercihleri, karton bir kutuyu dönüştürerek yaptıkları ‘Harfmatik’ ile belirleniyor.
6 yaşındaki Çınar, okulda en sevdiği etkinliğin kamyon, tavuk maketi gibi çalışmalar yaptıkları STEM (fen, teknoloji, mühendislik ve matematik) faaliyetleri olduğunu söylüyor. "Bizim bir tarım alanımız var ve orayı da çok seviyorum," diyen Çınar, heyecanla tarım alanının nasıl sulandığını anlatmaya başlıyor. Okuldaki güneş enerjisiyle çalışan bir de kulübe bulunduğunu söyleyen Çınar, "Atölyemizde güneş enerjisiyle çalışan bir panel kullanıyoruz. Tavan güneş ışığını alıp enerjiye dönüştürüyor. Biz de atölyemizin ışıklarını bu enerjiyle açıp doğaya zarar vermemiş oluyoruz. Güneşten bir parça alıp onu elektriğe dönüştürüyoruz. Bu enerjiyle istediğimiz her şeyi şarj edebiliriz. Mesela pilli arabalarımızı, şarjlı arabalarımızı, telefonlarımızı, bataryalarımızı, her şeyi şarj edebiliyoruz." diye anlatıyor.
Sınıftaki bir diğer öğrenci olan Yiğit (6) ise "Mesela öğretmenim çömlek ve robot yapıyor. Ben en çok çömlek yapma etkinliğini, Orff (eğitimde müziğin kullanıldığı bir öğretim yaklaşımı) etkinliğini ve fen merkezinde deney yapmayı seviyorum. Bir de yeşil doğa merkezini seviyorum; orada çok eğlenceli şeyler yapıyoruz. Bir kere bir yerlerde yangın çıkmış gibi davrandık ve bir araba yaptık. Yangını söndürüp ilk yardım uygulamalarını yaptık." şeklinde sevdiği faaliyetlerden bahsediyor.
Melina (6) en sevdiği etkinliğin sınıfta rüzgâr gülü ve tavuk maketi yapmak olduğunu söylüyor ve bize sınıftaki en sevdiği hikâye kitaplarını gösteriyor. "Büyüdüğümde öğretmen olmak istiyorum. Yaşlılar, engeli olanlar ve ağaçlar hakkında hikâyeler yazmak istiyorum.” diyor keyifle. Melina bahçede yaptıkları etkinlikleri de çok sevdiğini söylüyor ve ekliyor: "Dışarıdayken parkta oynuyoruz, çim alanda oyunlar oynuyoruz. Güneş enerjisi kullanan kulübemizde oyunlar oynuyoruz."
Okul Müdürü Emine Şahin, "Okulumuzda geri dönüşüm faaliyetlerinin yanı sıra çocuklarımızda farkındalık yaratacak etkinlikler sayesinde hem doğayı hem de kaynaklarımızı korumayı hedefliyoruz." diyor ve şöyle devam ediyor: "Çocuklarımızın eğitim sürecinde oluşturduğu atıklar ve okulumuzun mutfak atıkları, dönüştürerek oluşturduğumuz kompost kasalarında çürümeye bırakılıyor. Kompost ünitesinde çürüyen bu atıklar gübreye dönüşüyor ve daha sonra öğrencilerimiz bunları tarım alanında toprakla karıştırarak kullanıyor."
Toplamda 21 öğrencisi olan “Orman Sınıfı”nın öğretmeni İzzet Güldoğan, "Genel olarak çevreci ve çevreye duyarlı çalışmalar yapıyoruz. Açık havada çalışma, tarım alanları, kümes hayvanlarının bakımı, güneş enerjisi üretimi ve yağmurla sulama gibi pek çok etkinliği gerçekleştirebildiğimiz için kendimizi şanslı hissediyoruz." diyor.
"Okulumuzda uyguladığımız Yeşil Çember projesi ile kış ve bahar mevsimlerinde okul çatımızda biriken yağmur sularını atık su tanklarımızda topluyoruz. Sonra öğrencilerimiz kendi sınıflarına ait tarım alanlarına ektikleri bitki, meyve ve sebzeleri hortumla suluyor. Geçtiğimiz günlerde burada yetiştirdiğimiz yeşillikleri kahvaltıda yeme fırsatı bulduk." diyen İzzet Öğretmen, okulun bu yıl başlattığı etkinliklerden birinin de mikro filizlendirme olduğunu belirtiyor. “Çocuklarımız yeşillikleri kendileri topladılar." diye de ekliyor.
Günlük faaliyetlerinde açık hava etkinliklerine büyük önem verdiklerini söyleyen İzzet Öğretmen şöyle anlatıyor: "Bahçemizde Montessori çamur mutfağımız, kum havuzumuz, çeşitli meyve ağaçlarımız, iklimi güçlendirip oksijeni artıran çeşitli çam türlerimiz var. Sınıflarımız bu alanları iş birliği içinde özgürce kullanabiliyor."
"Atölyemizde tamamen organik ürünlerden ve organik deterjanlardan oluşan bir sistem kurmaya çalıştık. Bu sistemle öğrencilerimiz getirdikleri oyuncakları güneş enerjisiyle şarj edebiliyor." diyen İzzet Öğretmen, bize güneş enerjisinin kullanıldığı atölyeyi gösteriyor.
İzzet Öğretmen ayrıca çevre dostu bir uygulama olarak hem öğretmenleri hem de öğrencileri okula bisikletle gitmeye teşvik eden “Arabanı Bir Sokak Öteye Park Et, Bisiklete Bin” projesinden de söz ediyor. "Çocukların evleri okullarından çok uzaktaysa, bisikletlerini arabanın bagajına koyabilir, arabayı bir sokak öteye park edebilir ve okula bisiklet, scooter ya da patenle gidebilirler. Ayrıca bahçemizde bir trafik pisti oluşturduk ve okulumuzun beton alanını çok yönlü bir oyun alanına dönüştürdük. Bakanlığımızın başlattığı matematik seferberliğine istinaden bu kısımdaki beton alanın bir bölümünü de matematik oyunları için ayırdık."
Okul bahçesindeki çim alanı işaret eden İzzet Öğretmen, "Çocuklar burada serbest bahçe oyunları oynayabilir. Zaman zaman bu bölgede yaşayan ebeveynler için film gösterimleri de yapıyoruz. Bunun dışında çocuklar burada kamp ve doğa etkinlikleri yapmayı çok seviyor. Aynı zamanda okulumuz Gediz Deltası'na çok yakın ve birçok kuş burayı ziyaret ediyor. Bu bölgede çok fazla ağaç türü olduğu için kuşları da gözlemleme fırsatı buluyoruz." diyor ve şöyle devam ediyor: "Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişiminin Arttırılması projesinde yer alan beceri, kazanım ve göstergelerin birçoğunu okulumuzda uyguluyor ve bu programın doğayı koruyan ve doğayı seven çocuklar yetiştirme konusunda bize destek olduğunu düşünüyoruz."
Devam etmekte olan "Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Arttırılması" projesi, altı yaşın altındaki 50.000'den fazla çocuğa destek sağlayacak. Bu proje, Millî Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB), Avrupa Birliği (AB) ve UNICEF ortaklığında yürütülüyor.
EÇE Projesi, tüm çocuklar için erken çocukluk eğitimi hizmetlerine erişimi ve sunulan eğitimin kalitesini arttırmayı amaçlıyor. Projenin ana hedef grubunu altı yaşın altındaki çocuklar, öğretmenler, okul müdürleri ve diğer EÇE hizmet sağlayıcılar oluşturuyor.