Büşra Öğretmen ve 15 öğrencisi, her gün hem sınıfta hem de bahçede etkinlikler gerçekleştirerek okul dışı öğrenme ortamını aktif kullanıyor
Kocaeli İzmit'e bağlı Başiskele ilçesinde bulunan Başiskele Bahçeçik Körfez Anaokulu'nda Büşra Öğretmen ve 15 öğrencisi karşılıyor bizi.
Sınıfa gelen çocuklar hafta sonu neler yaptıklarını, günlerinin nasıl geçtiğini birbirlerine ve öğretmenlerine anlatıyorlar. Perende atmayı yeni öğrenen bir çocuk hareketi heyecanla öğretmeni ve arkadaşlarıyla paylaşıyor.
Okul Öncesi Öğretmeni Büşra Çelik Bayraklı, "Erken çocukluk eğitimi, bir çocuğun hayatının ilk yıllarını kapsadığı için gelişimin şekillendiği en kritik dönemlerden biridir. Bizler de okul öncesi öğretmenleri ve erken çocukluk eğitimcileri olarak bu kritik dönemi en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Çocuklara ezberci bir yaklaşımdan çok farklı şekilde, sorgulayarak, uygulayarak ve deneyimleyerek öğrenme fırsatı sunuyoruz.” diyor.
Günlük sınıf etkinliklerinin ardından Büşra Öğretmen ve çocukları bahçeye çıkıyor. "Okulumuzun bahçesinde bir doğal çevre yaratıyoruz. Ve çocuklara deneyip yanılmaları ve sorunları yaratıcı yollarla çözmeleri için fırsat veriyoruz.” diyor Büşra Öğretmen.
En çok kullandıkları alanın bahçe olduğunu belirten Büşra Öğretmen, bahçede oluşturdukları farklı öğrenme merkezleri sayesinde çocukların hayata dair çeşitli deneyimler edinmesini hedeflediklerini ifade ediyor.
Çocuklar için özel olarak tasarlanan bahçede sanat alanı, çocukların tebeşirle resim yapabilecekleri bir alan, çocukların istediği şekilde kullanabileceği malzemelerin bulunduğu bir alan, çocukların günlük yaşam becerileri kazandığı bir mutfak, çamur oyunlarının oynandığı bir çamur alanı ve su oyunlarının oynandığı bir su alanı bulunuyor.
Büşra Öğretmen okulda daha önce çocukların kullanabileceği bir alan bulunmadığını belirterek bahçenin bu kullanılmayan kısmının öğrenme merkezine nasıl dönüştürüldüğünü anlatıyor:
"Bir fabrika ile temasa geçerek onlardan elektrik kablolarının sarıldığı makaralardan istedik ve bir geri dönüşüm projesiyle bunları masalara ve açık uçlu malzemelere dönüştürdük. Aynı şekilde, velilerimizle iş birliği yaparak hurda lastikler, kütükler ve dallar bulduk. Yani bahçemizi el birliğiyle yardımlaşarak dönüştürdük."
“Çocuklar duyusal bir materyal olan su maymunları ile oynuyor ve ellerindeki malzemenin su ile nasıl değiştiğini gözlemliyor. Bunun gibi duyu oyunları ile çocuklar duyularını hissediyorlar.” diyor Büşra Öğretmen.
Bu etkinliği, çocukların fiziksel gelişimine yönelik hazırlanan parkur oyunları takip ediyor. Çocuklar farklı malzemeleri farklı şekillerde dizerek oluşturdukları parkur sayesinde hem hareket ediyor hem de bu parkurlar sayesinde çocukların yaratıcılık, karar verme, liderlik yapma gibi becerileri gelişiyor.
Büşra Öğretmen, sınıftaki tüm etkinlikleri doğaya taşımaya çalıştıklarını, bu sayede yapılandırılmış ve yapılandırılmamış etkinlikleri farklı alanlarda uygulayabildiklerini belirtiyor.
Büşra Öğretmen, çocuk merkezli uygulamalarını şu ifadelerle anlatıyor: "Çocukların ilkokula mutlu bir şekilde başlayabilmeleri, okula karşı olumlu tutum, bağımsızlık ve problem çözme becerilerini geliştirebilmeleri ve yaratıcı olabilmeleri çok önemli. Bu nedenle bahçede deneme yanılma yoluyla ve yaparak-yaşayarak öğrenmeyi temel alan etkinlikler hazırlıyoruz. Çocukların eğitim süresince doğayla iç içe olmaları için çabalıyoruz.”
Ayda bir kez ormana gezi düzenlediklerini ve bu etkinliğe Orman Okulu Günü adını verdiklerini anlatan Büşra Öğretmen, bu gezilerle çocukları mümkün olduğunca doğaya yakın tutmayı amaçladıklarını söylüyor ve "Her ay ormana gittiğimizde çevredeki değişikliklere dikkat ediyoruz. Çocuklar mevsimleri ve hayvanları gözlemliyor, biz de onların doğadaki canlılara karşı duyarlılık geliştirdiklerini görüyoruz.” diye ekliyor.
Anaokulunda en sevdiği etkinliklerin ne olduğu sorulduğunda 6 yaşındaki Zeynep, "Boyama, masa oyunları, hayvanlar, mıknatıslar... Ama en çok bu bahçeyi seviyorum. Burada çamur mutfağında ve parkurda oynuyor, toprağı kazıyoruz.” diye yanıtlıyor.
Ayça’ya (6) aynı soru sorulduğundaysa "En çok bahçedeki serbest oyun zamanını seviyorum. Çamurdan şekiller yapmayı seviyorum, biraz zor ama yine de yapıyorum. Bir de ‘su maymunu’nu seviyorum. Topları birkaç dakika suda bekletiyoruz ve açtığımızda kocaman oluyorlar. Burada oyunlar oynuyoruz, kitap okuyoruz, mutfakta evcilik oynuyoruz, bilmeceler çözüyoruz, çember kurup oturuyoruz ve kitap okuyoruz.” diyor. Ahmet Hamza da neşeyle, "Öğretmenime sürpriz yapmayı çok seviyorum, onun için resimler çiziyorum." diye ekliyor.
Devam etmekte olan "Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Arttırılması" projesi, altı yaşın altındaki 50.000'den fazla çocuğa destek sağlayacak. Bu proje, Millî Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB), Avrupa Birliği (AB) ve UNICEF ortaklığında yürütülüyor.
EÇE Projesi, tüm çocuklar için erken çocukluk eğitimi hizmetlerine erişimi ve sunulan eğitimin kalitesini arttırmayı amaçlıyor. Projenin ana hedef grubunu altı yaşın altındaki çocuklar, öğretmenler, okul müdürleri ve diğer EÇE hizmet sağlayıcılar oluşturuyor.