Unicef

Maceralarla dolu bir erken çocukluk eğitimi

Mehmet Öğretmen ve öğrencileri erken çocukluk eğitimi süresince her gün yeni keşifler yapıyor, atık materyalleri yeniden kullanıyor ve birlikte öğreniyorlar. 

Stories
Anaokulunun girişinde Mehmet Öğretmen ve öğrencilerinden bir görüntü.

Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Arttırılması projesi kapsamında pilot okullardan biri olan Ankara Etimesgut'taki Şeyh Şamil Anaokulu'nu ziyaret ettiğimizde öğrenme merkezlerinin programa göre düzenlendiği, farklı öğrenme yöntemlerinin kullanıldığı, aktif ve canlı bir sınıfla karşılaştık.

Güncellenen okul öncesi eğitim programıyla birlikte, çocuklara 21. yüzyılın gerektirdiği becerileri kazandırmaya öncelik verdiklerini belirten Mehmet Öğretmen, "Kodlama, robotik, eleştirel düşünme, akran zorbalığı, sürdürülebilirlik ve atık malzemeleri yeniden kullanma gibi konulardaki çalışmalara ve kazanımlara büyük önem veriyorum. Çalışmalarımı bu konular üzerinde planlamaya gayret ediyorum." diyor.

Çocukların erken çocukluk eğitimi sırasında ne öğrendiği kadar nasıl öğrendiğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Mehmet Öğretmen, bu amaçla gerçekleştirmeyi hayal ettiği pek çok etkinlik olduğunu söylüyor. Sınıfın kapısını kartondan yapılmış bir kale kapısına dönüştüren Mehmet Öğretmen " Eğitim ortamında düzenleme yaparken önceliğim çocukların hayalleri oluyor. Acaba burada ne görmek isterler, sınıfa girdiklerinde nasıl bir şeyle karşılaşmak isterler diye kendime soruyorum." diyor.

Stories
Kartondan kale kapısına dönüştürülen sınıf girişinden bir görüntü.

Çocukların okul motivasyonlarını artırmak ve sınıfa girişlerinde merak uyandırmak için giriş kapısını farklı temalarla sıkça değiştiren Mehmet Öğretmen daha önceki kapı temasını şöyle anlatıyor: "Örneğin deniz yaşamı etkinliğinde, çocukların sınıfa girdikleri yere kocaman dişleri olan bir köpek balığı yapmıştık. Taş devri etkinliğinde de kapının girişinde bir taş devri maketi hazırlayıp üzerine sınıftaki herkesin fotoğraflarını yapıştırdık ve böyle bir giriş kapısı hazırladık. Aynı şekilde arkeoloji etkinliğinde kum havuzlarımız vardı, sınıfın girişinde farklı arkeolojik eserlerin resimleri bulunuyordu, resimleri kapıya astık ve sınıfa bu şekilde girdiler."

Stories
Mehmet Öğretmen ve velilerinin ile birlikte oluşturduğu kütüphaneden bir görüntü.

Erken çocukluk eğitiminde aile ve toplumun katılımının önemini vurgulayan Mehmet Öğretmen, ailelerin eğitim sürecinde destek olduklarını ve özellikle atık malzemelerin bulunmasında büyük rol oynadıklarını söylüyor. Okuma ve dinleme merkezindeki kütüphane için velilerle birlikte nasıl çalıştıklarını şöyle anlatıyor: " Çocuklarımın aileleriyle görüştüm ve kasaları kullanarak kitaplık yapmayı önerdiler. Yan sokakta kurulan pazardan kasaları temin ettik. Ardından onları zımparaladık, temizledik, kıymıklarını yaktık, onları çocuklar için zararsız hâle getirdik, boyadık ve vernikledik. Daha sonra dikiş makinesi olan bir velimle görüştüm, kumaş aldım ve kendisi bize bir perde dikti. Perdeyi tamamladıktan sonra bir demirci tanıdığımızla metal kısımları yaptık, çocuklarla birlikte boyadık ve bu kitap merkezini oluşturduk."

Stories
Bir öğrenci Mehmet Öğretmen’in konserve kutularından yaptığı bateri ile oynuyor.

Diğer yandan, sınıfta geri dönüştürülen tek öge kitaplık değil. Mehmet Öğretmen'in müzik merkezi için konserve kutulardan yaptığı davullar, blok merkezi için bisiklet lastiğinden yaptığı oyuncak araba rafları ya da kartonlardan hazırladığı basketbol oyunu bunlardan sadece birkaçı.

Stories
Bir öğrenci, Mehmet Öğretmen’in kartondan yaptığı basketbol potasıyla oynuyor.
Stories
Öğrenciler geçici öğrenme merkezinde kuş gözlemciliğini öğreniyor.

Sınıfın girişinde kuşlarla ilgili bir öğrenme merkezi görüyoruz ve Mehmet Öğretmen hemen bize geçici öğrenme merkezleri hakkında bilgi veriyor: "Geçici öğrenme merkeziyle, sınıfın herhangi bir merkezini o gün yapacağımız bir etkinlik ya da çalışma için geçici bir merkez hâline getiriyoruz. Diyelim ki sanat merkezinde o gün kuşlarla ilgili bir çalışma yapılacak. Biz de bu etkinliğe yönelik malzemeler getirerek çalışmamıza göre merkezi değiştiriyoruz. Bugün yaptığım gibi, kuşlarla ilgili broşürler, atlaslar, kitaplar, kuş yuvaları, dürbünler ve büyüteçler getirerek sanat merkezini tamamen dönüştürüyoruz. Geçici öğrenme merkezinin bu şekilde dönüştürülmesi, sabah sınıfa girdikleri ilk anda çocukların dikkatini çekebilmemiz ve çocukların da o merkezi ilgi ve merakla kullanarak güne başlamaları için büyük öneme sahip.

Bundan hemen önce deniz yaşamıyla ilgili geçici bir yaşam merkezi oluşturduklarını söyleyen Mehmet Öğretmen, "Akvaryumlar getirdik, kartondan balıklar yaptık, oltalar ve balık atlasları hazırladık. Türkiye'de avlanması yasak olan balıklarla ilgili broşürler, afişler bulduk ve geçici öğrenme merkezini zenginleştirerek güne başladık. Önce tüm bu yeni şeylerin neler olduğunu öğrendiler, sonra da oltayla oyun etkinliğine geçtik." diye ekliyor.

Stories
Mehmet Öğretmen öğrencilere kuş yuvalarını gösteriyor ve yuvalar hakkında bilgi veriyor.

Ayrıca öğrencileri farklı mesleklerle tanıştırmak için öğrenme merkezlerini farklı şekillerde dönüştürmeyi hedeflediğini anlatıyor. "Örneğin şu anda fen merkezimiz bir adli tıp laboratuvarına dönüştürüldü. Çocuklar laboratuvardaki kanıtları incelediler, bu kanıtların şekillerine baktılar, parmak izleri aldılar, incelemeler yaptılar. Özel ışıklar ve lambalarla o görünmez yazıları keşfettiler. Karışımlara, sıvılara baktılar ve diş kalıplarını incelediler. Lastik izlerini, parmak izlerini buldular." diyor heyecanla ve bu uygulamaların en az kendisi kadar çocukları da heyecanlandırdığını ekliyor. Öğrencilerden Abdulkadir (6), "Öğretmenim bize laboratuvarda nasıl çalışacağımızı gösterdi. El izleri bulduk ve problem çözmeye çalıştık. Deneyler, araştırmalar yaptık," diyor öğretmenini doğrulayarak.

Stories
Abdulkadir adli tıp laboratuvarına dönüştürülmüş öğrenme merkezini deniyor.

Mehmet Öğretmen’in öğrencilerinin aklında kalan bir diğer uygulama ise paraşüt etkinliği. 6 yaşındaki Ahmet Batu, "Öğretmenim bizi paraşütle uçurdu. Uçmayı çok istiyordum, hayalimde bu vardı. Gerçekten paraşütle uçmak istiyordum. Hayalim gerçek oldu." diyor kocaman bir gülümsemeyle.

Mehmet Öğretmen, paraşüt etkinliği için gereken teknik hazırlıkları velilerle birlikte yaptıklarını söylüyor: "Velilerle birlikte atık malzemelerden o paraşütleri yaptık, ip sistemini kurduk ve çocuklarımızı uçurmayı başardık. Paraşüt etkinliği bittikten sonra velilerden çocukların tepkileriyle ve o meslekle ilgili, pilot olmakla, havaalanında çalışmakla, hostes olmakla ilgili geri dönüşler aldığımda çok mutlu oldum."

Stories
Çocukların çok sevdiği ‘Postacı Kuş’ etkinliğinden bir görüntü.

Nil Ela da (6) anaokulunu çok sevdiğini ve büyüyünce öğretmen olmak istediğini söylüyor: "Belki çocuklar için faydalı şeyler yapabilirim çünkü çok güzel etkinlikler öğreniyorum. Yol göstermek ve faydalı işler yapmak istiyorum. Ben en çok deney yapmayı seviyorum. Öyle güzel deneyler, kitaplar, dersler ve oyunlar var ki.  Bunları çok seviyorum." diyerek gülümsüyor.

Stories
Nil Ela (6) en sevdiği kitap olan "Aynadaki Kedi"yi gösteriyor.

Devam etmekte olan "Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Arttırılması" projesi, altı yaşın altındaki 50.000'den fazla çocuğa destek sağlayacak. Bu proje, Millî Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB), Avrupa Birliği (AB) ve UNICEF ortaklığında yürütülüyor. 

EÇE Projesi, tüm çocuklar için erken çocukluk eğitimi hizmetlerine erişimi ve sunulan eğitimin kalitesini arttırmayı amaçlıyor. Projenin ana hedef grubunu altı yaşın altındaki çocuklar, öğretmenler, okul müdürleri ve diğer EÇE hizmet sağlayıcılar oluşturuyor.

 
#
Tamam