Gülsüm Öğretmen ve çocukları erken çocukluk eğitimi süresince altı tuğla materyali ile oyun yoluyla öğrenme yaklaşımını destekleyen çeşitli etkinlikler yapıyorlar.
Ankara Eryaman Başak Anaokulu'nda okul öncesi öğretmeni olarak görev yapan Gülsüm Akcan ve çocukları, renkli tuğlalarla çevrelenmiş renkli sınıflarında bizi karşılıyor.
4 yaşındaki Deniz, "Okulumu çok seviyorum, burada sayıları ve biraz da şekilleri öğrendim. Bahçede de kedileri sevmeye bayılıyorum. Büyüdüğümde hayvanları iyileştirmek istiyorum." diyor. Sınıf arkadaşı Melek (4) de ona katılıyor: "Oyuncak tuğlalarla oynamayı ve burada kitap okumayı seviyorum. Ben de büyüyünce astronot olmak istiyorum çünkü uzaylılarla tanışmak istiyorum!"
Büyüyünce prenses olmak istediğini söyleyen Nazender (3) ise, "Okulumu, evcilik oynamayı, arkadaşlarımı, öğretmenimi, ev yapmayı çok seviyorum. Bahçeye çıkmak da çok güzel.” diyor ve sonra kocaman gülümseyerek, "Bütün çocuklar okula gelsin!" diyor.
Erken çocukluk eğitimi döneminin, çocukların bilişsel, dil, sosyal, duygusal ve motor beceriler kazanmasında çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Gülsüm Öğretmen, "Bu dönem çocukların öğrenmeye açık olduğu, hızlı gelişim gösterdikleri bir evredir. Çocukların ilkokula hazırlanmalarının desteklendiği ve kişilik gelişiminin temellerinin atıldığı bu dönemde amacımız kendini tanıyan, kendine ve başkalarına saygı duyabilen insanlar yetiştirmek.” diye açıklıyor.
Sınıftaki farklı öğrenme merkezlerinden bahseden Gülsüm Öğretmen, "Okul öncesi eğitim programı çerçevesinde ilgi ve meraklarına göre öğrenme merkezleri ile sınıfı düzenleyerek ve fen, matematik, oyun, sanat gibi etkinlik türleri uygulayarak çocukların gelişimlerini destekliyoruz." diyor ve şöyle devam ediyor: "Çocuklar öğrenme merkezlerini kendi ilgi alanlarına göre seçiyorlar. Biz onlara yalnızca önceden hazırladığımız öğrenme ortamlarını sunuyoruz. Bu merkezlerde çocukların yaparak ve yaşayarak öğrenmeleri için uygun ortamı hazırlıyoruz."
Gülsüm Öğretmen, çocukların merkezleri kendi tercihleri doğrultusunda seçtiklerini ve çocuk görüşünün bu noktada önemli olduğunu belirtiyor."Bir gün önce, onların ihtiyaçlarına göre bir etkinlik planı oluşturuyorum. Merkezleri sürekli aynı şekilde kullanmıyor, değişiklikler yapıyorum. Örneğin bugün üç merkezim varsa ertesi gün farklı materyaller kullanarak farklı üç merkez hazırlıyor ve çocukların ilgisini bu merkezlere çekiyorum. Bu durum çocukların oldukça hoşuna gidiyor."
Gülsüm Öğretmen, çocukları sürece dahil ederek kendi kendilerine keşfederek öğrenmelerine rehber olmayı amaçladığını söylüyor ve ekliyor: "Çocukları gözlemliyor ve onların ilgi, ihtiyaç ve merakları doğrultusunda etkinlikler planlayıp projeler yürütüyoruz. Çocukların yaratıcılıklarını geliştirecek öğrenme süreci planlarken aynı zamanda duygularını keşfetmelerini, arkadaşlarıyla birlikte çalışmanın ve öğrenmenin keyfini deneyimlemelerini destekliyoruz. Diğer bir deyişle, bir öğretmen olarak değil, bir rehber olarak öğrenme ortamları sağlıyor ve çocuklara kendi kendilerine keşif yapma fırsatı veriyoruz."
Eğitim sürecini sınıf dışına taşıyarak alan gezileri düzenlediklerini ve müze, kütüphane, orman gibi alanlara veya okul bahçesine giderek farklı eğitim ortamlarını keşfetme olanağı bulduklarını söylüyor ve ekliyor: “Bu gibi alanlarda yaparak-yaşayarak öğreniyor ve keşfediyorlar.”
Daha önce çocuklarla olduğu kadar ailelerle de oyun yoluyla öğrenme yaklaşımı doğrultusunda oyuncak tuğlalarla etkinlikler yapan Gülsüm Öğretmen, bu öğrenme şeklinin 3-5 yaş aralığında çok etkili olduğunu belirtiyor. Oyun yoluyla öğrenme yaklaşımıyla, tuğlalarla birçok etkinlik yaptıklarını belirten Gülsüm Öğretmen, "Oyuncak tuğlalarla öğrenmede kâğıda, kaleme veya makasa ihtiyaç duymadan oyun yoluyla birçok şeyi nasıl öğrenebileceğimizi keşfettik. Başka hiçbir malzemeye ihtiyaç duymadan onlarla tüm gelişim alanlarımıza temas edebileceğimizi görmüş olduk. Matematik etkinlikleri, sanat etkinlikleri, oyun etkinlikleri, drama etkinlikleri, müzik etkinlikleri gibi etkinliklerin birçoğunda kullanabildik. Erken çocukluk eğitiminde kalite ve erişimi artırmaya yönelik projeye ve paydaşlarına, bize bu fırsatı sundukları ve projeden faydalanmamızı sağladıkları için çocuklarım, okulum ve şahsım adına teşekkür ediyorum." ifadelerini ekliyor.
Devam etmekte olan "Erken Çocukluk Eğitiminde Kalite ve Erişimin Arttırılması" projesi, altı yaşın altındaki 50.000'den fazla çocuğa destek sağlayacak. Bu proje, Millî Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB), Avrupa Birliği (AB) ve UNICEF ortaklığında yürütülüyor.
EÇE Projesi, tüm çocuklar için erken çocukluk eğitimi hizmetlerine erişimi ve sunulan eğitimin kalitesini arttırmayı amaçlıyor. Projenin ana hedef grubunu altı yaşın altındaki çocuklar, öğretmenler, okul müdürleri ve diğer EÇE hizmet sağlayıcılar oluşturuyor.
Gülsüm Öğretmen ve öğrencileri okul bahçesinde el sallıyor.